Eylül’de siyasi istikrar sert ölçüde düşmüştür. İstisnasız, tüm alt sektörler gerilemiştir. Siyaset kurumunda işlevsizleşme ve izlenen dış politika temel-çekirdek işlevleri tahrip ettirmekte, ötesinde bürokrasiyi aşağı çekmekteydi. Bu aşağı çekiş, monolitik yahut konsantre işleyişteydi. Sıralama ağırlıkla; Hazine-Maliye, UBAK, kamu bankaları, BDDK, SPK, TÜİK ve TCMB dizgesindeydi. Bu dizgedeki işlevsizleşme, şimdi, kaynak-harcama dengesizleşmesiyle, yine sıralanırsa, enerji tedarik ve fiyatlama, sağlık, eğitim, sosyal yardım vd. bürokrasileri vurmaktadır. Geniş kitlelerin kamu hizmetine erişimi daralmakta, daha maliyetli hale gelmektedir. Eğreti kaynak-harcama dengesini sürdürmek için hem döviz hem TL cinsinde özel kesim tasarruflarına el atılmaktadır. Ekonomi, maliye ve finans, genel olarak iç-dış politik arklaşma, izlenen makroekonomik uygulama için ayrıştırılamaz biçimde eklemli hale getirilmekte, politik ritme göre yığınaklanıp yapılandırılmaktadır. Siyasi düzen ve takvim, tekraren, devletin barışçıl zeminde ebed müddeti değil, şahsi devletin çelik süngüde mühletidir.