Siyasi Risk; Tanımı, Kapsamı, Eklemlenme Mekanizmaları, Potansiyeli, Dönüşüm Potansiyelleri, Giderim Güçlükleri, Derecesi, Sıralaması

Risk, hedeflenen sonuçla gerçekleşme ihtimali arasında farkın açılmasıdır. Olağan ve bireye dair hayatta risk budur. Oysa siyasi riskin tanımı izaha muhtaçtır. Birey ve onun kendiliğinden bir araya gelmiş grup kararlarının netice-gerçekleşme ihtimali arasındaki farkın açıklığı giderilebilir, nakledilebilir, ötelenebilir, saklanabilir. Ya da bu farkların anlamı/değeri dönüştürülebilir ya da farklılaştırılabilir. Misal; birey ve onun kendiliğinden bir araya gelmiş grup kararlarının dayandığı değerler hiyerarşisi bireyin ailesine-işyerine-arkadaş grubuna dair alanda farklılaştırılabilir. Birey, kararlarının bedelini güç ya da imkânı kadar sigorta ettirebilir, karar sonuçlarından kaçınabilir v.s.

Siyasi sistem, kararlarının sonuçlarını sigortalamak, nakletmek ya da ötelemek bakımından birey kadar imkân sahibi değildir. Siyasi kararların söz konusu yoksunluğuna mukabil, özünde, diğer tüm kararlardan bağımsızlaşma ve onlar üzerinde sonuç yaratma bakımından nitelikleri mevcuttur. Bu nitelikler, siyasi kararın, egemenlik-yönetim ve sevk-idare etme kapasitesinden kaynaklanmaktadır.

Siyasi karar bakımından risk, birey ya da onun kendiliğinden bir araya gelmiş gruplarından farklıdır: Bu fark hedeflerle gerçekleşmeler arasındaki farkın açıklığına indirgenemez. Siyasi karar; hedef ve imkânlar arasındaki bağı makul-akılcı-ölçüsünde kuramadığında, içinde bulunduğu siyasi sistemin kaidevî-prensibî unsurlarıyla uygunluğunu yitirdiğinde, sadece isabetsiz ya da gayri meşru olmakla itham edilmez. Yanı sıra; bağlı bulunduğu siyasi sistemi zayıflatır. Siyaset, başkaları adına onların iyiliği için yapıldığından yanlış kararın bedeli ya da neticeleri büyük ve şiddetli olur.

Dolayısıyla siyasi risk bahsimiz bakımından kısaca şöyle tanımlanabilir:

Siyasi sistemin bağımsızlaşma ya da bağımsız karar üretme yeteneğinin yitirilmesi, temel siyasi risktir. Bu yitirme kati ve tek yönlü değildir kuşkusuz. Bazı alanda kazanım bazı alanda yitim olabilir. Burada kastedilen, teorik olarak özel bir alandaki yitimlerin bağımsızlaşma yeteneğini tahrip etmesidir. Bu yetenek yitirildiğinde siyasi sistemin bekasının zemini zayıflamış ya da kalmamış demektir. Sürekli olarak kritik an ya da sahada yanlış karar üreten siyasi sistemler ayakta kalamaz.

Siyasi sistemin ve buna bağlı olarak siyasi kararların bağımsızlaşması; ülke dışından gelen baskılardan olduğu gibi ülke içinde ekonomik-dinî-kültürel-askerî-tarihî unsurdan bağımsızlaşmaları da içermektedir. Temas edilen tüm unsurdan bağımsızlaşamayan, herhangi birine mahkûm olan siyasi kararlaştırma düzenek ve içerikleri, medeni-sivil toplumun kendi geleceğini belirleme yeteneğini yitirmesi ya da siyasi değil değinilen alt sistemlere demirlemesi demektir. Temel siyasi risk bağımsızlaşma, tali siyasi risk ise temel siyasi karar set içeriklerinin ani-kapsamlı biçimde değişmesidir.

Siyasi riskin kapsamı daima değişkendir. Ele alınan ya da kararlaştırılacak olan konu sabit dahi olsa siyasi risk artabilir ya da azalabilir. Zira o konunun kendi içinde ya da çapında siyasi ederi aynı kalsa bile siyasi sistemin bütünü bakımından değişmiştir. Siyasi sistemin çekirdeğindeki kritik ya da geniş manada değişkenleri genel düzeyde ve dağılım olarak sürekli değişir. Değişmez ya da sabitlenmişse bu sistemin belki de ölümüne işarettir. Başarılı siyasi sistemler bu değişimleri sürekli kontrol altında ya da belli eşikte tutarlar.

Bu şartlar altında dahi ele alınan konu ya da yapılacak siyasi kararlaştırmanın objesinin siyasi sistem bakımından ederini tayin ve tespit etmek kolay değildir. Siyasi süreç sürekli değişken yapısıyla bir yenilik serisidir. Akılcı ya da deneyime dayalı olsun bu yenilik serilerinin ele alınması-düzenlenmesi zor hatta çoğu mümkün değildir. Bu yenilik serilerinin bağımsızlaşma-kontrolden çıkma bakımından dinamiklerinin bilinmesi-test edilmesi-tanımlanması ve sınıflanması gerekir. Bu, yalnız akılcı ya da kaydileştirilmiş süreçlerle değil tecrübî-şahsi unsurlarla birlikte giderilir. İnsan unsuru siyasi olanın tam da ortasına yerleşiverir.

Siyasi risk kapsamının tayin ve tespiti, hem siyasi sistemin bütünü hem de yenilik vasfındaki vakıa serilerinin temas edeni olarak siyasi sistemin temsilcisi nezdinde güçlü bir kararlaştırma kapasitesi gerektirir. Çoğu zaman bu güçlülük, siyasi sistemlerin belleklerince temin edilir. Siyasi sistemin belleği, söz konusu vakıa serilerini yazılı ya da zihni olsun sürekli kaydederek adeta bir depo oluşturur. Bu depo gerek siyasi riski ölçmede gerekse kontrol etmede temeldir. Siyasi sistemlerin güçlü bellekleri temel avantajdır. Bu avantajın garantiledikleri kısıtlı bile olsa.

Siyasi riskin kapsamı değişken olduğu gibi zaman bakımından tekdüze de olamaz. Gücünü yitirse dahi zamanla artabilir ya da değişen siyasi sistemin yapısı karşısında tekrar risk niteliğini kazanabilir. Dolayısıyla her siyasi sistemin çözmekle yükümlü oldukları katılma-istikrar-düzen gibi temel meseleler yanında spesifik alanda da performanslarını korumaları gerekir. Siyasi sistemler sürekli gözlem ve değerlendirme yapmak bakımından birey ve onun kendiliğinden bir araya gelmişliklerinden farklı kurumsal mekanizmalara dayanır.

Siyasi risklerin eklemlenme mekanizmaları bilinmeli, en azından ele alınmalıdır. Siyasi riskler sadece söz konusu olan vakıa serisinin kendisinden kaynaklanmayabilir. Söz konusu vakıa serisinin başka ne tür vakıa serileriyle bağlantılı olduğu ya da potansiyeli bilinmelidir. Ekonomik-coğrafi-sosyolojik-dinî-kültürel-etnik-mezhebi v.b. birçok sınıflama bu bakımdan ilk planda kolaylık sağlar. Oysa bu sınıflamaya çok güvenmemelidir. Eklemlenmelerin hiçbir sınıflamaya dayalı olmadan etkinleşebildikleri unutulmamalıdır. Siyasi sistemin etkinlik alanı dışında ya da içinde türünden ayrımlar bu bakımdan siyasi alanda kaybetmeye mahkûm düşüncelerdendir.

Siyasi riskin potansiyeli meselesi başlı başına bir karar ve yerindelik konusudur. Siyasi riskin potansiyelini kontrol sadece söz konusu vakıa serisine değil aynı zamanda siyasi sistemin bizatihi kendisine de dönük olmalıdır. Siyasi kararlaştırıcılar, değişken (hükümet) ya da nispi sabit (bürokrasi) aktörleri bakımından olsun sistemin genel konumlanışını söz konusu vakıa serilerine göre ayarlamalı. Süren ya da canlanma kabiliyeti olan meseleler bakımından siyasi kararlaştırıcılar, siyasi sistem ile vakıa serileri arasındaki ilişkiyi sistemin bağımsızlaşma karakteri bakımından dengelemelidir.

Siyasi riskin dönüşüm potansiyeli değinilen sürekli gözlem ve dengeleme aksiyonlarının dışına çıkabilme yeteneğidir. Siyasi sistem vakıa serisini tanımlama, eklemlenme mekanizmalarını tayin ve tespit etme, sistemin temel konumlanışına göre ederini sabitleme ya da kontrol etme bakımından başarılı olsa dahi aksi gelişmeler olabilir. Vakıa serisi niteliği ya da gücünü tamamen değiştirebilir. Bu durumda hata kaynağına yönelme ya da değişimi kontrol bakımından hamle yapma gecikmiştir ya da daha riskli hale gelmiştir. Siyasi risk analizlerinin kapasitesi bu hususta da sorgulanmalıdır.

Siyaset gelecekteki aşikâr iyiliği bugünden etkinleştirebilmek bakımından karşılaştığı riskleri ya bertaraf etmeli ya da kontrol altında tutabilmelidir. Siyasi riskleri giderim, bir imkân ve kabiliyet meselesidir. Bu imkân ve kabiliyetin gerek felsefi-düşünsel-kaidevî-kurumsal gerekse pratik ve kaynaklar bakımından temini şarttır. Söz konusu temin ve bunun muhafazası siyasi riski giderim bakımından belli bir gücü-dengelemeyi gerekli kıldığından analizin bu hususu da tüketmesi gerekir.

Yukarıdaki hususları tüketebilen siyasi analiz, söz konusu aşama ertesinde siyasi riskleri derecelendirerek sıralayabilir. Görüldüğü gibi derecelendirme salt siyasi vakıa serilerinin kendisinden değil siyasi sistemin bütününe karşı konumlanışı ve bunun değişkenliğinden etkilenmektedir. Sıralama, esneklik gereği dinamik olduğu gibi kuşkusuz makulden uzaklaşmamalıdır.