İlim ile ya da zulüm ile yönetim: Geleneklerimizde “saadet” ya da “kut ve küç” veren dâhil tüm bilgiler yönetim -daha doğrusu sevk ve idare- bakımından esastır. Geleneğimizde zulüm ile yönetim yoktur, gönüllülük esastır. Gönüllülük esas olduğunda ilimsiz yönetim nasıl mümkün olur? İlmin aracı-içeriği-şekli değişkendir, hepsi bu. Geleneğimizi şekillendiren ilim ile yönetimde sürekli olan ölçümdür. Aktör kapasitelerinden tutun coğrafya ve zaman kadar siyasi evrene giren her şey daima ölçümlenmiştir. Provizyonizm deyin, fiskalizmle temellendirin, ölçüm esastır. Ölçülmeyen biçilemez, biçilmeyen geliştirilemez.
Referans siyasi sistemlerde de ölçüm esastır: İster disiplinci-katı merkeziyetçi olsun ister ele almacı-âdem-i merkeziyetçi sivil topluma dayalı olsun, esas olan ölçümdür. Vakıa serileri siyasi sistemin bütünü karşısında sürekli-vazgeçilmez biçimde ölçümlenir. Ölçümün ölçütü akıldır/tecrübedir, değişmeyen faaliyet, ölçümdür. İktidarın gözü çoğuldur tekildir, yereldir, merkezidir, esas değişmez. Gözlenen pasif gözleyen iktidarı tekelleştirendir, başka mesele! Daima ve etkin olan ölçümdür. Kıta Avrupa’sında sürekli reformun, Anglo Sakson’larda onarımın vazgeçilmezi tektir: Ölçüm. Bizim cihetten 32 yılda tamamlanan tahrir defterlerinden 3 yıl sonraki seferin iaşe bedelinin peşin ödenmesine kadar. Referans Batı'da ölçüm nüfus ve nitelikleriyle başlar, sonunu kimse bilemez, ölçüm bitmez. Halen, şu an bile!
Siyasi istikrar ölçümleri; primitif siyasi sistemlerin “iaşe”cilikleriyle temellendirilsin, ister İngilizlerin savunma-emperyal amaçlı İskoç özenli ölçüm teknikleriyle ağırlık kazandırılsın ister Amerikan “think thank” teknikleriyle yapılandırılsın, değişmez siyasi faaliyettir. Ancak bahsimiz bakımından siyasi istikrar ölçümünün konu-hedefi farklıdır. Bu süreçte vakıa ile kaide/düzenleme karşısında iyi analistin konumu, daima, “arasındalık”tır. Misal İngiliz (science of distance) ve Osmanlı geleneğinde (ilm-i tedbiri menzil) cari olan budur. (Öze ya da sınıra yaslanan hukuk ve güç yitiren ya da kazanan vakıa)